Bir zamanlar uçsuz bucaksız bir ormanda, rengarenk tüyleriyle herkesi büyüleyen ama kendisi çok çekingen olan bir tavuskuşu yaşardı. Adı Pırıl‘dı. Cesaretini toplayıp tüylerini açtığında gökkuşağı gibi parlardı. Ama karanlıktan çok korkar, küçücük bir gölge bile görse saklanacak bir yer arardı. En büyük korkusu ise gece karanlığıydı.
Bir gün ormanda büyük bir haber yayıldı. Ormanın ortasındaki Eski Meşe‘nin dallarından parlayan bir ışık çıkmıştı. Efsaneye göre bu ışık korkuları yenmeyi öğreten büyülü bir ışıktı! Ama ışığa ulaşmak için ormanın en karanlık yollarından geçmek gerekiyordu.
Pırıl korksa da içinden bir ses “Denemelisin! Belki bu ışık sana yardımcı olur!” diyordu. Ve böylece küçük kalbi kıpır kıpır atarken yola çıktı.
Yolculuğun ilk durağında Fıldır adında bir fareyle karşılaştı. Fıldır küçük ama bir o kadar da cesurdu. “Nereye gidiyorsun Pırıl?” diye sordu.
Pırıl korkarak “Korkularımı yenmek için Eski Meşe’ye gidiyorum.” dedi.
Fıldır gülümseyerek “O zaman sana eşlik edeyim! Yolda beraber olursak daha az korkarsın.” dedi. Ve ikili birlikte ilerlemeye başladı.
Yolda yürürlerken bir dereye vardılar. Dere öylesine ışıldıyordu ki suyun altında sanki yıldızlar dans ediyordu. Ama karşıya geçmek için dereye atlamaları gerekiyordu. Pırıl sudan çok korkuyordu. Fıldır ise “Korkmana gerek yok! Ben önden giderim, sen de beni takip edersin.” dedi.
Pırıl, Fıldır’ın cesaretinden ilham alarak tüm korkusuna rağmen dereden atlaya zıplaya geçti. O anda korkularını yenmenin o kadar da zor olmadığını farketti.
Sonunda güzel bir gün batımından sonra gece karanlığı bastırınca Pırıl’ın yüreği tekrar titremeye başladı. Tam o sırada bir baykuşun sesi duyuldu. Baykuş yumuşacık sesiyle “Korkular genelde aklımızın oyunudur. Bak, yıldızlar şimdi daha parlak!” dedi.
Baykuşun rehberliğiyle Pırıl, geceyi izlemeye başladı ve karanlığın güzelliklerini fark etti. Bu onun için büyük bir adımdı.
Bir sonraki gün tekrar yola koyuldular ve sonunda Eski Meşe’ye vardılar. Meşe büyük dallarıyla gökyüzünü kaplıyor ve dallarından çıkan ışık bir parıltıyla yayılıyordu. Pırıl cesaretini toplayarak yaklaştı. Birdenbire tüyleri bir gökkuşağı gibi parlamaya başladı.
Meşe: “Korkularınla yüzleştirirsen içindeki gerçek gücü fark edersin.” diye mırıldadı.
Pırıl yolculuğunda korkularının aslında ona engel değil cesaretini göstermesi için birer fırsat olduğunu anlamıştı.
Ve o günden sonra Pırıl artık sadece rengarenk bir tavuskuşu değil korkularını yenebilen cesur bir kahraman olmuştu.
Gökten üç elma düştü. Biri bu masalı okuyanlara, biri dinleyenlere, biri de kendi korkularını yenen herkese!
Öneri: Bu masala benzer masal okumak için Hayvan Masalları sayfamızı inceleyebilirsiniz. Eğer en güzel masalları sesli ve animasyonlu olarak izlemek istiyorsanız YouTube Kanalımızı ziyaret edebilirsiniz.