Bir varmış, bir yokmuş… Yemyeşil ağaçların arasında uzanan geniş bir ormanda küçük bir kirpi ailesi yaşarmış. Bu ailenin en meraklı üyesi olan Kiki, henüz 1 yaşındaymış. Sırtı güneşte parlayan minicik dikenlerle kaplıymış ve bu dikenler onunla aynı yaştaki kirpiler arasında en parlak olanıymış. Fakat Kiki dikenlerinin güzelliğiyle değil bitmek bilmeyen merakı ve sabırsızlığıyla tanınırmış. Ormanda ne görse öğrenmek, denemek ve başarmak istermiş. Ama bu sabırsızlığı bazen başına işler açarmış.
Kiki’nin annesi sık sık ona şöyle dermiş:
“Kiki, her şeyi hemen öğrenemezsin. Sabır ve dikkat başarıyı getirir. Acele edersen hatalar yaparsın.”
Ama Kiki, annesinin bu sözlerini pek de umursamazmış ve her zaman kendi bildiğini okurmuş.
“Hata yapmam ben! Hem yapsam bile onları hemen düzeltirim!” diyerek kendiyle övünürmüş.
Büyük Plan
Bir sabah Kiki yuvasından çıkmış. Güneş gökyüzünde pırıl pırıl parlıyor, kuşlar dallarda neşeyle şarkılar söylüyormuş. Bu güzel günde yeni bir şeyler denemek istemiş. Bir süre ormanın içinde dolaştıktan sonra ormanın en yüksek tepesine çıkan dar patikayı görmüş. Bu tepe ormanın en güzel manzarasına sahipmiş ama aynı zamanda ulaşılması çok zormuş. Yolda dikenli çalılar, kaygan taşlar ve geçmesi gereken bir dere varmış. Kiki tepeye bakıp kendi kendine mırıldanmış:
“Bu benim için çocuk oyuncağı! Ormanın zirvesine çıkıp o güzel manzarayı göreceğim. Herkes benim ne kadar cesur olduğumu anlayacak!”
Tam bu sırada Kiki’nin en yakın arkadaşları tavşan Momo, sincap Lili ve kuş Mimi ona doğru gelmişler. Lili, Kiki’nin bakışlarını tepeye diktiğini görünce hemen sormuş:
“Kiki ne yapmayı planlıyorsun? Yoksa oraya çıkmayı mı düşünüyorsun?”
Kiki başını sallayarak gururla cevap vermiş:
“Elbette! Ormanın en yüksek noktasına ulaşacağım!”
Momo biraz endişeyle sormuş:
“Ama oraya çıkmak çok zor. Daha önce bunu deneyenlerin çoğu ya yaralandı ya da geri döndü. Emin misin?”
Kiki gülerek:
“Ben bir kirpiyim! Dikenli yollar benim işim!” demiş.
Mimi ise sakin bir sesle uyarıda bulunmuş:
“Kiki, eğer bu yolculuğu yapacaksan sabırlı olmalı ve dikkatli davranmalısın. Acele edersen başına kötü şeyler gelebilir.”
Ama Kiki bu uyarıyı pek ciddiye almamış.
“Merak etmeyin, ben hata yapmam!” diyerek sırtını dönmüş ve tepeye doğru yürümeye başlamış.
Zor Yolculuk Başlıyor
Kiki’nin yolculuğu kolay başlamış. Bir süre oldukça geniş bir yolda yürümüş. Ayaklarının altındaki toprak yumuşakmış ve etrafta hiçbir engel yokmuş.
“Bunu herkes büyütmüş! Bu yolculuk hiç de zor değilmiş.” diye düşünmüş.
Ancak kısa bir süre sonra yol daralmaya başlamış. Yolun kenarına uzanan dikenli çalılardan geçmek zorunda kalmış. Dikenler oldukça sıkmış ama Kiki kendine güvenle çalıların arasına dalmış.
“Benim dikenlerim varken bu çalılar bana zarar veremez!” demiş.
Fakat çalıların dikenleri Kiki’nin yüzüne ve ayaklarına batmış. Canı yanmış ama yine de durmamış.
“Ufak bir çizik! Daha kötüsünü de atlatırım.” diye mırıldanarak yoluna devam etmiş.
Biraz ilerledikten sonra bir dereye ulaşmış. Dere çok geniş değilmiş ama üzerinden geçmek için kullanılan kütük oldukça kaygan görünüyormuş. Kiki hemen kütüğün üzerine atlamış.
“Dikkatli olmama gerek yok. Hızlıca geçerim.” diyerek yürümeye başlamış.
Ama ne yazık ki kütük düşündüğünden çok daha kayganmış. Daha birkaç adım atmadan ayağı kaymış ve kendini soğuk suyun içinde bulmuş. Canı yanmış, üstelik dikenleri suya batınca kaşınmaya başlamış. Zor da olsa suyun içinden çıkmış ve hırsla:
“Bu da beni durduramaz!” demiş.
Son Engel ve Büyük Ders
Dereyi geçtikten sonra Kiki tepenin yamacına varmış. Bu sefer yolunu büyük taşlar kapatıyormuş. Bu taşların üzerinden zıplayarak geçebileceğini düşünmüş. Ama her defasında ya ayağı kaymış ya da bir taş yuvarlanmış ve Kiki yere düşmüş. Yorulmuş, canı yanmış ama inatla devam etmeye çalışmış. Tam pes etmek üzereyken bir ses duymuş.
“Kiki, yardım edelim!”
Tavşan Momo, sincap Lili ve kuş Mimi onu uzaktan takip etmiş ve yanına gelmişler. Momo, Kiki’nin halini görünce üzülmüş:
“Kiki neden bizi beklemedin? Eğer bizimle birlikte gelseydin bu kadar zorlanmazdın.” demiş.
Lili, Kiki’nin yıpranmış haline bakarak:
“Sen gerçekten cesursun ama cesaret bazen sabırla birleşmeli.” diye eklemiş.
Mimi ise Kiki’nin gözlerinin içine bakarak:
“Hatalar yapmaktan korkma, Kiki. Hatalar öğrenmenin bir yoludur. Ama onları tekrar etmemek için ders çıkarmak çok önemlidir.” demiş.
Kiki arkadaşlarına uzun uzun bakmış ve ilk kez hatasını kabul etmiş.
“Haklısınız. Çok acele ettim ve dikkatsiz davrandım. Eğer sabırlı olsaydım ve yardımınızı kabul etseydim bu kadar yorulmazdım.” demiş.
Arkadaşlarının yardımıyla Kiki dinlenmiş, yaralarını sarmış ve tekrar yola koyulmuş. Bu kez acele etmemiş, her adımını dikkatle atmış ve arkadaşlarının tavsiyelerini dinlemiş. Hep birlikte yavaş ama emin adımlarla tepeye tırmanmışlar.
Zirvede Öğrenilen Ders
Sonunda tepeye vardıklarında güneş batıyormuş. Gökyüzü turuncu, pembe ve mor tonlarına bürünmüş, orman ise masalsı bir şekilde ayaklarının altında uzanıyormuş. Kiki manzarayı görünce mutluluktan gülümsemiş.
“Bu gerçekten muhteşem. Ama en önemlisi bu yolculuktan çok şey öğrendim. Hatalarım sayesinde sabrın ve dostluğun değerini anladım.” demiş.
O günden sonra Kiki her yeni macerada acele etmemeyi ve hatalarından ders almayı öğrenmiş. Arkadaşlarıyla olan dostluğu ise daha da güçlenmiş.
Unutmayın sevgili çocuklar: Hatalar, bize doğru yolu gösteren dostlarımızdır.
Öneri: Bu masala benzer masal okumak için Eğitici Masallar sayfamızı inceleyebilirsiniz. Ayrıca sesli ve animasyonlu masal izlemek istiyorsanız YouTube Kanalımızı ziyaret edebilirsiniz.