Bir varmış, bir yokmuş. Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, kalabalık bir ormanın tam ortasında, yemyeşil ağaçların arasında pırıl pırıl bir göl varmış. Rengârenk balıkları, uzun bacaklı balıkçılları, kocaman kaplumbağaları ve daha bir sürü hayvanıyla tam bir yaşam cennetiymiş. Gölün en ilginç sakinlerinden biri de Karabatak Karam adında genç bir karabatakmış. Siyah tüyleri, uzun gagası ve meraklı gözleriyle herkesin dikkatini çekermiş. En büyük özelliği her şeyi ertelemeyi sevmesiymiş. “Sonra yaparım!” demek onun en sevdiği sözlerden biriymiş.
Gölün kenarındaki bir kayalığın üzerinde yaşayan Karam, her sabah güneş doğarken diğer karabataklar balık avlamaya giderken, “Şimdi uyusam daha iyi olur!” diyerek işini ertelermiş. Günler böyle geçip giderken bir gün gölde tuhaf bir şeyler olmaya başlamış.
Gölün Suları Azalıyor

Karam bir sabah uyandığında gölün sularının biraz daha azaldığını fark etmiş. Önce pek önemsememiş ve “Herhalde havalar sıcak, bu yüzden sular azalıyordur.” diye düşünmüş. Ama ertesi gün sular daha da çekilmiş. Gölün diğer sakinleri de endişelenmeye başlamış.
Kaplumbağa Tospik yavaş adımlarla Karam’ın yanına gelmiş ve “Sular azalıyor. Bir şeyler yapmalıyız!” demiş. Karam ise “Aman Tospik, herhalde bir şey olmaz. Belki yağmur yağar, sular tekrar yükselir.” diyerek işi yine ertelemiş.
Sihirli Taşın Keşfi

O gece Karam uykuya dalmak üzereyken gölün ortasından hafif bir ışık yükseldiğini görmüş. Merakına yenik düşüp kanatlarını çırparak ışığa doğru uçmuş. Işığın kaynağına vardığında suyun içinde parıldayan sihirli bir taş bulmuş. Taşın üzerinde Zamanın Sihri yazıyormuş. Karam taşı eline aldığı anda etrafındaki suyun daha da hızla çekildiğini fark etmiş. O anda göldeki diğer hayvanlar da olay yerine toplanmış.
Balıkçıl Gölge uzun bacaklarıyla suyun kenarına gelmiş ve “Bu taş gölün suyunu çekiyor olabilir. Onu yerine geri koymalısın!” demiş. Ama Karam “Şimdi olmaz, yarın bakarım!” diyerek yine ertelemiş. O gece gölün suları iyice azalmış ve balıklar panik içinde sağa sola kaçışmaya başlamış.
Gölün Kurtarıcısı

Ertesi sabah Karam uyandığında gölün neredeyse kurumak üzere olduğunu görmüş. Artık çok geç kaldığını anlamış. Hemen sihirli taşı alıp gölün en derin noktasına doğru uçmuş. Yolda kaplumbağa Tospik, balıkçıl Gölge ve hatta gölün en yaşlı balığı olan Bilge Balık ona eşlik etmiş. Hep birlikte taşı yerine geri koymuşlar. Taş suya değer değmez göl yeniden dolmaya başlamış. Sular yükselirken Karam büyük bir rahatlama hissetmiş.
Göl eski haline dönmüş, balıklar neşe içinde yüzmeye başlamış. Karam ise bu maceradan çok önemli bir ders çıkarmış: “Zamanında harekete geçmek her şeyi değiştirir.”
O günden sonra gölün en çalışkan ve sorumluluk sahibi karabatağı olmuş. Her sabah güneş doğarken diğer karabataklarla birlikte balık avlamaya gidiyor, gölün sularının hiç azalmadığından emin oluyormuş. Gölün sakinleri de onun bu değişimini takdir ediyor, Karam’ı artık “Zamanın Kahramanı” olarak anıyormuş.
Ve böylece Karam ve gölün sakinleri mutlu mesut yaşamaya devam etmişler. Ama unutmamışlar ki, zamanında harekete geçmenin her şeyin anahtarı olduğunu hiçbir zaman unutmamışlar.
Gölden 3 damla su sıçramış. Biri bu masalı okuyanlara, biri bu masalı dinleyenlere, biri de görevlerini zamanında yapan sevimli miniklere…
Öneri: Bu masala benzer masal okumak için Çocuk Masalları ve Hayvan Masalları sayfalarımızı inceleyebilirsiniz.