Bir zamanlar gökkuşağının ötesindeki büyülü bir ormanda, Gökkuşağı Vadisi adında harika bir yer vardı ve burada her türlü fantastik yaratık yaşardı: Konuşan ağaçlar, dans eden kelebekler ve en önemlisi Luna adında beyaz kanatlı bir unicorn.
Luna, Gökkuşağı Vadisi’nin en neşeli ve yardımsever unicornuydu. Her sabah erkenden uyanır, vadideki çiçeklerle konuşur ve arkadaşlarına yardım etmek için etrafta dolanırdı. Ama Luna’nın alnındaki boynuz, diğer unicornlarınkinden daha parlak ve büyülüydü. Bu boynuz sadece güvenilir ve doğru sözlü olduğunda daha da parlıyordu.
Luna her zaman doğruyu söyleyen ve verdiği sözleri tutan bir unicorndu ve bu yüzden herkes ona güvenir ve ona saygı duyardı. Ormanın diğer sakinleri Luna’ya ihtiyaç duyduklarında ona gelir ve onun tavsiyelerini alırdı. Ancak bir gün Luna’nın karşılaştığı bir olay her şeyi değiştirdi.
Kaybolan Gökkuşağı Taşı
Bir sabah Gökkuşağı Vadisi’nde yaşayan bilge ejderha Zefir, Luna’ya önemli bir görev verdi ve vadiyi koruyan büyülü bir taş olan Gökkuşağı Taşı‘nı emanet etti. Bu taş vadideki her şeyin rengini ve canlılığını koruyordu. Zefir, Luna’ya dönüp dedi ki:
“Bu taş çok önemli, Luna. Gökkuşağı Taşı olmadan vadi renklerini ve enerjisini kaybeder. Onu güvenli bir yerde saklamalısın. Sadece senin gibi güvenilir bir unicorn bunu yapabilir.”
Luna, Zefir’in sözlerine kulak verdi ve Gökkuşağı Taşı’nı dikkatlice boynuzunun üstüne yerleştirip, onu güvenli bir yere götürmek üzere yola çıktı.
Yolda Luna’nın en yakın arkadaşlarından biri olan yaramaz tavşan Puf karşısına çıktı. Puf her zaman oyun oynamak isteyen, biraz sabırsız ama sevimli bir tavşandı. Luna’yı görünce heyecanla zıplayarak yanına geldi.
“Hey Luna, ne taşıyorsun? Bunu bana da göster!” dedi Puf, merakla zıplayarak.
Luna, Puf’a bir sır olarak sakladığı Gökkuşağı Taşı’nı göstermek istemedi çünkü Zefir ona bu görevin çok önemli olduğunu söylemişti. Ama Puf o kadar çok ısrar etti ki Luna dayanamadı ve taşı ona gösterdi. Puf heyecanla havalara zıpladı ve o sırada taşı yanlışlıkla yere düşürdü. Taş yuvarlanarak gözden kayboldu!
Luna Gökkuşağı Taşı’nın kaybolduğunu görünce çok korktu. Vadiyi koruyan en önemli şeyi kaybetmişti ve ne yapacağını bilmiyordu. Puf da durumu fark edince Luna’ya dönüp dedi ki:
“Bu taş kaybolduysa, Zefir’e söylemesek mi? Belki kimse fark etmez.”
Luna bir an duraksadı. Taşı kaybetmek onun suçu değildi, çünkü Puf kazara onu düşürmüştü. Ama Luna, Zefir’e gerçeği söylemezse, güvenilir bir unicorn olmaktan çıkardı. Gökkuşağı Vadisi’nin renklerini koruyan bu taş yalnızca Luna’nın dürüstlüğüne ve güvenilirliğine bağlıydı.
Kendi kendine düşündü: “Doğru olanı yapmak zorundayım. Eğer güvenilir olmazsam, boynuzumun parlaklığı sönecek ve herkes bana güvenini kaybedecek.”
Derin bir nefes aldı ve Puf’a döndü. “Hayır, Puf!” dedi kararlı bir şekilde. “Doğru olanı yapmalıyız. Zefir’e gerçeği söyleyeceğim.”
Luna, Puf’la birlikte Zefir’in yanına döndü ve her şeyi ona anlattı. Taşı nasıl kazara düşürdüklerini, onun kaybolduğunu ve bulamadıklarını itiraf etti. Zefir, Luna’nın yüzüne dikkatle baktı. Bir süre sessiz kaldı ve sonra gülümseyerek dedi ki:
“Senin gibi güvenilir bir unicorn’un bu taşın kaybolduğunu itiraf etmesi büyük bir cesaret ve dürüstlük gerektirir. İşte bu yüzden seni seçtim Luna. Güvenilir olmak her zaman doğruyu söylemek demektir. Bu taşın kaybolması bir sorun değil çünkü sen doğru olanı yaptın.”
Zefir boynuzunu kaldırdı ve gökyüzüne doğru bir ışık gönderdi. Bu ışık Gökkuşağı Taşı’nı bulunduğu yerden çıkarıp geri getirdi. Taş, Luna’nın boynuzunun üzerine geri konduğunda Luna’nın boynuzu hiç olmadığı kadar parlak bir şekilde parıldadı. Zefir, Luna’ya güvenmenin doğru bir karar olduğunu biliyordu.
Luna o günden sonra vadi sakinlerine güvenilir olmanın ne kadar önemli olduğunu anlatan hikayeler anlattı. Herkes ona daha fazla saygı duydu çünkü Luna sadece sözleriyle değil davranışlarıyla da güvenilir olduğunu kanıtlamıştı. Vadideki herkes güvenilir olmanın ne kadar değerli olduğunu öğrendi. Çünkü güvenilir olmak sadece doğruyu söylemek değil aynı zamanda verdiğimiz sözleri tutmak ve sorumluluklarımızı yerine getirmekti.
Ve böylece Gökkuşağı Vadisi her zamankinden daha renkli, canlı ve mutlu oldu. Luna’nın güvenilirliği sayesinde, vadinin rengi hiç solmadı ve vadide yaşayan herkes birbirine güvenmenin ne kadar güçlü bir şey olduğunu öğrendi.
Öneri: Masal izlemek için Masal Videoları sayfamıza göz atabilir veya YouTube Kanalımızı ziyaret edebilirsiniz.