Bir varmış, bir yokmuş, zamanın birinde sihirli bir ormanın derinliklerinde Dostluk Perisi adında küçük ve sevimli bir peri yaşarmış. Dostluk Perisi’nin incecik, parlak kanatları gökkuşağının tüm renklerini yansıtırmış. Herkes onun ışıl ışıl parlayan kanatlarına hayran kalırmış ama perinin en değerli özelliği tüm kalbiyle herkesi sevebilmesiymiş.
Dostluk Perisi’nin görevi ormandaki tüm canlılar arasında dostluk ve barış sağlamakmış. Ormanın her köşesinde yaşayan yaratıklar onu çok sever, sık sık onun ziyaretine gelirmiş. O da misafirlerini sıcacık bir gülümsemeyle karşılar ve onlara dostluğun ne kadar önemli olduğunu anlatırmış. Fakat perinin herkesten gizlediği bir sırrı varmış: Eğer bir gün dostluğa zarar verir ya da bir arkadaşını incitirse, kanatları solacak ve uçma yeteneğini kaybedecekmiş.
Bir gün ormanın en uzak köşesinde yaşayan huysuz bir fare perinin yanına gelmiş. “Benim kimseyle dostluk kurmaya ihtiyacım yok!” diye söylenmiş fare. “Kendi başıma gayet mutluyum. Dostluk sadece zaman kaybı.”
Dostluk Perisi farenin bu sözleri karşısında üzülmüş ama ona sabırla yaklaşmış. “Dostluk, bazen zorlayıcı olabilir,” demiş nazikçe. “Ama kalbinin kapılarını açtığında ne kadar değerli olduğunu göreceksin. Belki sen de bir gün gerçek dostluğu tadarsın.”
Fare, Dostluk Perisi’nin bu sözlerini önemsememiş ve oradan ayrılmış. Ancak Dostluk Perisi farenin söylediklerinden etkilenmiş. Kendi iç dünyasında bir arkadaşını incitmeden dostluğun nasıl öğretilebileceğini düşünmeye başlamış. Günler geçmiş fakat peri bu konu üzerine o kadar çok düşünmüş ki ormandaki diğer arkadaşlarını ihmal etmeye başlamış. Onlara olan ilgisini kaybedince de kanatları yavaş yavaş solmaya başlamış.
Kanatlarının eski parlaklığını kaybettiğini fark ettiğinde çok korkmuş. “Bu böyle devam edemez!” diye düşünmüş. “Kanatlarımı kaybedemem, arkadaşlarımı geri kazanmalıyım!”
Hemen ormanın dört bir yanına giderek eski dostlarını bulmuş. Her birinden özür dilemiş ve neden onlara ilgisini kaybettiğini açıklamış. Dostları periyi anlamış ve ona destek olmuşlar. “Dostluk, yalnızca güzel sözlerle değil, sevgi ve ilgiyle büyür,” demişler. “Biz seni affediyoruz, çünkü seni seviyoruz.”
Bu sözler perinin kalbine dokunmuş. Tekrar sevgi ve dostluk dolu hissetmeye başlamış. Dostlarının yanında olmak, onlarla vakit geçirmek ona yeniden neşesini kazandırmış. Bir sabah uyandığında kanatlarının tekrar eski parlaklığına kavuştuğunu görmüş. Artık eskisinden de güzel ve güçlü kanatlara sahipmiş.
Dostluk Perisi bu olaydan büyük bir ders almış. Dostluğun sadece sözlerde değil, aynı zamanda davranışlarda ve ilgide yaşandığını öğrenmiş. O günden sonra ormanın her köşesini dolaşarak dostluğun önemini anlatmaya devam etmiş. Ve bu kez sadece sözleriyle değil, tüm kalbiyle dostlarına bağlı kalmış.
Gökten üç elma düşmüş; biri Dostluk Perisi’nin, biri dostlarının, biri de bu masalı dinleyenlerin başına.
Tavsiye: Masal izlemek için Masal Videoları sayfamıza göz atabilir veya YouTube Kanalımızı ziyaret edebilirsiniz.