Uzak denizlerin derinliklerinde güneş ışığının nazikçe dans ettiği, rengârenk mercanların büyüleyici bir dünya oluşturduğu bir yer vardı. Bu güzel denizde yaşayan, pırıl pırıl bir deniz yıldızı olan Dira, herkesin sevdiği neşeli bir kahramandı. Kolları bir gün gökyüzüne dokunmak istermiş gibi sürekli hareket ederdi.
Ancak son zamanlarda Dira’nın ışığı eskisi kadar parlak değildi. Bir türlü mutlu olamıyordu. “Eğer yeni bir inci bulursam belki mutlu olurum!” diye düşündü. Ama inciyi bulduğunda hissettiği mutluluk kısa sürdü. “Belki daha güzel bir ev yaparsam mutlu olurum!” diye bir mağarasını süsledi. Fakat yine de içindeki eksiklik hissi geçmedi.
Bir gün Dira yaşlı ve bilge bir denizanası olan Luna ile karşılaştı. Luna yavaşça hareket eden şeffaf kollarıyla Dira’ya doğru yaklaştı.
“Dira, ışığın neden bu kadar solgun?” diye sordu.
Dira iç çekerek “Mutlu değilim Luna. Mutlu olmak için ne yapmam gerektiğini bilmiyorum.” dedi.
Luna nazikçe gülümsedi. “Mutluluğu dışarıda arıyorsun Dira. Ama gerçek mutluluk içinden gelir. Mutluluğunu kendin yaratmalısın.” dedi.
Yardım Eli Uzatmak
Dira Luna’nın söylediklerini düşündü. “Mutluluğu içimde nasıl yaratabilirim?” diye kendi kendine sordu. Bu sırada küçük bir deniz salyangozu olan Tiko‘nun ağladığını fark etti. Tiko’nun kabuğu bir kayaya sıkışmıştı. Dira hemen yardıma koştu, kollarıyla kayayı hafifçe hareket ettirdi ve Tiko’nun özgür kalmasını sağladı.
“Teşekkür ederim Dira!” dedi Tiko, sevinçle. Tiko’nun mutluluğu Dira’nın içini sıcacık yaptı. İlk defa içten bir neşe hissetti. Luna’nın sözlerini hatırladı: “Belki de birilerine yardım ettiğimde mutlu oluyorum.” diye düşündü.
Kendi Renklerini Keşfetmek
Ertesi gün Dira mercanların arasında dolaşırken gri bir kaya gördü. Kayaya yaklaşınca kayanın aslında renksiz bir deniz kabuğu olduğunu fark etti. “Bu kabuk çok güzel olabilir ama hiç rengi yok.” diye düşündü.
Yakındaki rengârenk yosunlardan biraz topladı, kabuğu süsledi ve içine parlayan inciyi koydu. Kabuk tıpkı bir sanat eseri gibi ışıldamaya başladı. Dira ortaya çıkan güzellikten o kadar mutlu oldu ki kendi kollarını da yosunlarla süslemeye karar verdi. Artık sadece kendisi için yaptığı bu küçük şey Dira’ya mutluluk veriyordu.
Korkularını Aşmak
Bir süre sonra Dira karanlık bir mağara gördü. Arkadaşları bu mağaraya yaklaşmaya korkuyordu. Ama Dira “Bu mağarada ne olduğunu öğrenmeden korkularımdan kurtulamam.” diye düşündü. Kollarını cesurca uzatarak mağaraya doğru yüzmeye başladı. Mağaranın içinde rüyalar kadar güzel mavi bir ışık huzmesi vardı. Bu huzmenin etrafında oynayan minik deniz perileri Dira’ya gülümsedi. Periler Dira’ya “Cesaretin sayesinde buraya geldin ve şimdi sen de ışığımızla dans edebilirsin!” dediler.
Dira mağaradan çıkarken artık korkularıyla yüzleştiğinde daha güçlü ve mutlu hissettiğini anladı.
Mutluluk Işığı
Luna bir gün Dira’yı tekrar gördüğünde Dira’nın ışığının eskisinden bile parlak olduğunu fark etti.
“Mutluluğunu bulmuş gibisin Dira!” dedi Luna.
Dira gülümseyerek cevap verdi: “Evet Luna! Yardım ettiğimde, kendi güzelliklerimi keşfettiğimde ve korkularımı aştığımda içimde bir mutluluk ışığı doğuyor. Mutluluğu artık dışarıda aramıyorum çünkü onu kendim yaratmayı öğrendim.”
Deniz yıldızı Dira’nın hikâyesi o günden sonra denizdeki tüm canlılara ilham oldu. Herkes mutluluğu dışarıda değil kendi içlerinde aramayı öğrenmeye başladı. Çünkü mutluluk, tıpkı Dira’nın ışığı gibi, insanın kendi içinden doğardı.
Öneri: Bu masala benzer masal okumak için Eğitici Masallar ve Uyku Masalları sayfalarımızı inceleyebilirsiniz.