Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, dağların ardında, yeşillikler içinde küçük bir çiftlikte, sapsarı tüyleri olan minicik bir civciv yaşarmış. Adı Civciv Limon imiş. Tüyleri o kadar parlak sarıymış ki güneş vurduğunda âdeta ışıldarmış. Minik gagası turuncu, gözleri ise zeytin tanesi kadar kapkaraymış. Ayaklarının üzerinde hop hop zıplayarak gezer ve “cik cik” sesi çıkardığında herkes ona gülümsermiş.
Çok meraklı bir civcivmiş. Her şeyi öğrenmek, her yeri keşfetmek ister, sabahları erkenden kalkar, çiftlikte gezintiye çıkarmış. Çiçeklerin kokusunu içine çeker, kelebeklerin peşinden koşar, karıncaların taşıdığı yükleri hayranlıkla izlermiş. Ama karanlıktan ve geceleyin duyduğu seslerden çok korkarmış. Özellikle geceleri çiftlik gölünden gelen “vırak vırak” sesleri onu öyle korkuturmuş ki bazen uyuyamazmış.
Çiftliğin Sakinleri

Limon’un yaşadığı çiftlikte pek çok arkadaşı varmış. Bilge Baykuş Bora, her şeyi bilen ve gece bekçiliği yapan koca gözlü bir kuşmuş. Gündüzleri büyük meşe ağacının kovuğunda uyur, geceleri ise gökyüzünde sessizce süzülerek çiftliği korurmuş.
Keçi Beyaz ise çiftliğin en yaşlı keçisiymiş ve uzun, beyaz sakalları ve şefkatli bakışlarıyla herkese annelik yaparmış. Sütü öyle lezzetliymiş ki çiftlik sahibi ondan yapılan peynirleri satıyormuş. Her sabah meleye meleye herkesi uyandırır, “Günaydın çiftlik ahalisi, yeni bir gün başlıyor!” dermiş.
Çalışkan Arı Balcı her gün çiçekten çiçeğe koşturup bal yapar, minik kanatlarıyla vızıldayarak uçar, rengarenk çiçeklerin özlerini toplar, sonra da kovanına götürürmüş. En tatlı balları o yaparmış.
Tavşan Fırfır ise çiftliğin en hızlı hayvanıymış. O kadar hızlı koşarmış ki peşinden kimse yetişemezmiş. Kocaman kulakları ve minik kuyruğuyla lahana tarlasında zıp zıp zıplar, herkesin dikkatini çekermiş.
Ama Limon’un en yakın arkadaşı yaşlı Kaplumbağa Toprak‘mış. Çiftliğin en yaşlı hayvanıymış ve tam yüz yirmi yaşındaymış. Bu nedenle pek çok hikâye bilirmiş. Yavaş yavaş yürür ama herkesten önce varması gereken yere varırmış. Limon da her başı sıkıştığında ona koşarmış.
Korku Dolu Bir Gece

Bir gün güneş batmaya başlamış ve Limon’un annesi tüm civcivleri kümese çağırmış:
— “Haydi yavrularım, yatma vakti geldi! Herkes tüneğine!” demiş.
Limon ve kardeşleri kümese girmiş, minik kanatlarını çırparak tüneklerine tünemiş. Ama o gece ay öyle parlak, gökyüzü öyle güzelmiş ki Limon uyuyamamış. Pencereden dışarıyı izlerken gölün üzerinde parlayan ay ışığını görmüş. Tam o sırada gölden gelen kurbağa sesleri başlamış:
— “Vırak! Vırak! Vıraaaak!”
Limon korkudan tir tir titremeye başlamış. “Bu sesler de ne böyle? Acaba canavar mı geliyor? Ya bizi yemeye gelirlerse?” diye düşünmüş. O kadar korkmuş ki gagasını kanadının altına sokmuş ve gözlerini sıkı sıkı yummuş. Ama kurbağa sesleri daha da yükselmiş:
— “VIRAK! VIRAK! VIRAAAAK!”
Limon’un kardeşleri mışıl mışıl uyurken, o sabaha kadar gözünü bile kırpamamış. Dışarıdaki her çıtırtı, her ses onu daha da korkutmuş.
Bilge Kaplumbağa’nın Tavsiyesi

Ertesi sabah yorgun ve uykusuz bir şekilde uyanmış. Gözlerinin altı mor, tüyleri ise karmakarışıkmış. Doğruca Kaplumbağa Toprak‘a koşmuş. Toprak, o sabah çilek tarlasının yanındaki taşın üzerinde güneşleniyormuş.
— “Toprak amca, ben çok korkuyorum! Geceleri gölden gelen sesler yüzünden hiç uyuyamıyorum!” demiş Limon. “O sesler beni öyle korkutuyor ki kalbim küt küt atıyor!”
Bilge Kaplumbağa yavaşça başını kaldırmış ve gülümsemiş:
— “Limon’cuğum, korktuğumuz şeyleri tanımadığımız için korkarız. Bilmediğimiz şeyler bizi ürkütür. O sesleri çıkaranlar bizim gölün kurbağaları. Onlar geceleri şarkı söylemeyi çok severler.” demiş.
— “Ama neden bu kadar gürültü yapıyorlar? Çok korkutucu!” demiş Limon.
— “Bazen görmediğimiz şeyleri kafamızda büyütürüz. Sana bir şey önereceğim: Bu gece Baykuş Bora’dan seni göle götürmesini iste. Kurbağaları kendi gözlerinle gör.” diye karşılık vermiş Toprak.
Limon bu fikri duyunca daha da korkmuş.
— “Gece vakti göle mi gideyim? Ya beni yerlerse?”
— “Hiç merak etme,” demiş Toprak. “Baykuş Bora seni korur. Hem unutma, korkularınla yüzleşmezsen onları asla yenemezsin.“
Limon, Toprak’a güvendiği için kabul etmiş.
— “Tamam, deneyeceğim!” demiş titrek bir sesle.
Gece Macerası

Akşam olunca Limon kümesten gizlice çıkmış ve meşe ağacına doğru yönelmiş. Baykuş Bora‘yı bulmuş ve durumu anlatmış. Baykuş anlayışla başını sallamış:
— “Haydi gel küçük civciv, atla sırtıma. Seni göle götüreyim.”
Limon tereddütle Baykuş Bora’nın sırtına atlamış. Baykuş kanatlarını açmış ve gökyüzüne yükselmiş. Ay ışığı altında uçmak hem korkutucu hem de heyecan vericiymiş. Limon yüksekten çiftliği görmüş; kümes, ahır, tarla, her şey küçücük görünüyormuş.
— “İşte geldik,” demiş Baykuş Bora ve onu göl kenarındaki nilüfer yapraklarının yakınına bırakmış. “Ben şu ağacın dalında bekleyeceğim. Bir sorun olursa ‘hu-hu’ diye ses çıkar, hemen gelirim.”
Ay ışığı göl yüzeyini gümüş gibi parlatıyor, Limon’un kalbi ise küt küt atıyormuş. Suyun kenarına yaklaşmış, titrek ayaklarıyla yürümüş. Bu sırada kurbağa sesleri tekrar başlamış:
— “Vırak! Vırak! Vıraaaak!”
Limon titrerken nilüferlerden birinin üzerinde yeşil, minik bir kurbağa görmüş. Kurbağa, Limon’a bakıp gülümsemiş:
— “Merhaba küçük civciv! Ben Zıpzıp. Sen de kim oluyorsun? Neden bu saatte buralarda dolaşıyorsun?”
Limon kekeleyerek cevap vermiş:
— “Ben… ben Limon. Sizin sesinizden korkuyordum. Siz canavar mısınız?”
Kurbağa Zıpzıp kahkahalarla gülmüş:
— “Canavar mı? Vay canına! Biz sadece şarkı söylüyoruz! Geceyi kutluyoruz! Ay ışığı altında koro halinde şarkı söylemek bizim geleneğimiz. Bazıları sesimizi sevmez ama bu bizim şarkımız.”
Yeni Arkadaşlar

Zıpzıp’ın sesi o kadar dostça çıkmış ki Limon biraz rahatlamış.
— “Peki neden geceleri şarkı söylüyorsunuz?” diye sormuş.
— “Çünkü ay ışığı bizi çok heyecanlandırır. Gündüzleri güneş çok sıcaktır ve serinlemek için suyun altında saklanırız. Ama gece olunca, ay ışığı öyle güzel parlar ki bizi dans etmeye ve şarkı söylemeye davet eder.” demiş Zıpzıp.
Sonra ıslık çalarak diğer kurbağaları çağırmış. Birer birer, farklı renk ve boyutlarda kurbağalar nilüfer yapraklarının üzerine çıkmış. Hepsi çok neşeli ve dostçaymış. Limon’a göl hayatı hakkında pek çok şey anlatmışlar.
— “Bu Boncuk.” demiş Zıpzıp, küçük mavi benekli bir kurbağayı göstererek. “O bizim en iyi solistimiz.”
— “Bu da Hoplay.” demiş, kocaman sarı gözlü bir kurbağayı işaret ederek. “O da en yüksek zıplayabilenimiz.”
Limon, kurbağaların hepsini tek tek tanımış. Hepsi de ona çok nazik davranmış. Hatta ona küçük bir konser bile vermişler. Baştan korkunç gelen sesler, şimdi ona bir müzik gibi gelmeye başlamış.
— “Biliyor musun,” demiş Zıpzıp, “biz de gündüz vakti yüksek seslerden ve büyük hayvanlardan korkuyoruz. Özellikle o büyük leylekler bizi yemek için geldiğinde çok korkuyoruz. Ama gece olunca kendimizi güvende hissediyoruz. O zaman şarkılarımızı söyleyebiliyoruz.”
Limon kendisi gibi kurbağaların da korkuları olduğunu anlamış. Ama korkuları yüzünden hayattan vazgeçmiyorlarmış. Tam tersine, kendilerini güvende hissettikleri zamanlarda mutluluklarını şarkılarla ifade ediyorlarmış.
Ay Işığında Dans

Gece ilerledikçe Limon kurbağaların dünyasına daha çok çekilmiş. Zıpzıp ona dans etmeyi öğretmeye karar vermiş:
— “Haydi, sen de bizimle dans et Limon!”
— “Ama ben kurbağa değilim, zıplayamam ki sizin gibi!” demiş Limon.
— “Önemli değil,” demiş Boncuk. “Herkes kendi tarzında dans eder. Sen de kanatlarını çırpabilirsin!”
Limon çekinerek başlamış kanatlarını çırpmaya. Önce yavaş, sonra daha hızlı. Kurbağalar da etrafında zıplamaya başlamışlar. Ay ışığı altında, nilüfer yapraklarının arasında, göl kenarında muhteşem bir dans başlamış. Limon o kadar eğleniyormuş ki korktuğunu tamamen unutmuş.
Baykuş Bora ise ağaç dalından onları izliyor ve gülümsüyormuş: “Aferin Limon, korkunu yendin.”
Ne nihayet gecenin sonunda yorgun ama mutlu bir civciv, Baykuş Bora’nın sırtında kümese dönmüş. Yolda Bora’ya sormuş:
— “Sen hiç korkar mısın?”
Baykuş düşünmüş:
— “Tabii ki korkarım. Herkes korkar. Ama önemli olan korkuya rağmen ilerleyebilmektir.“ diye cevap vermiş.
O geceden sonra Limon artık kurbağa seslerinden korkmamış. Hatta geceleri kümesten kurbağaların şarkılarını dinlemeye başlamış. Onların her “vırak”ı, ona arkadaşlarını ve o güzel geceyi hatırlatıyormuş.
Sabah olunca hemen Kaplumbağa Toprak‘a koşmuş:
— “Toprak amca, haklıymışsın! Korktuğum şeyi tanıyınca korkmaktan vazgeçtim!“
Toprak gülümsemiş:
— “Gördün mü Limon? Çoğu zaman korkularımız bilmediğimiz şeylerden kaynaklanır. Onları tanıdıkça aslında o kadar da korkunç olmadıklarını anlarız.”
Limon öğrendiklerini diğer civcivlere de anlatmış:
— “Bazen bilmediğimiz şeylerden korkarız ama onları tanıyınca, korkulacak bir şey olmadığını görürüz.” demiş.
Küçük kardeşi sormuş:
— “Peki ya gerçekten tehlikeli bir şeyse?”
— “O zaman da en azından neyle karşı karşıya olduğumuzu biliriz. Bilgi bize güç verir.” diye yanıtlamış Limon.
Çiftlikteki Değişim

Günler geçtikçe Limon’un cesareti çiftlikteki diğer hayvanları da etkilemiş. Küçük kedi yavrusu Mırnav, şimşek ve gök gürültüsünden korkarmış. Limon ona şimşeğin ve gök gürültüsünün nasıl oluştuğunu anlatmış. Onun sayesinde Mırnav artık fırtınalı gecelerde de rahatça uyuyabiliyormuş.
Tavşan Fırfır karanlık deliklerden korkarmış. Limon ve Baykuş Bora ona karanlık bir deliğin içini keşfetmesine yardım etmişler. Meğer korktuğu delik, sadece bir köstebek yuvasıymış. Köstebek Kuki de çok sevimli biriymiş!
Limon bu şekilde çiftlikteki tüm hayvanların korkularını yenmelerine yardım etmiş. Çiftlik sahibi bile Limon’un değişimini fark etmiş.
Aradan aylar geçmiş. Limon artık büyümüş ve güzel bir tavuk olmuş. Her sabah güneş doğarken uyanır, gün boyunca çiftlikte dolaşırmış. Ama en çok geceleyin kurbağalarla buluşmayı seviyormuş. Her dolunayda göl kenarına gider, eski dostlarıyla dans edermiş.
Masal da burada bitmiş. Darısı tüm korkularıyla yüzleşecek cesur çocukların başına.
Sevgili çocuklar, bazen bilmediğimiz şeyler bizi korkutabilir. Ama onları tanıdıkça çoğu zaman korkacak bir şey olmadığını anlarız. Tıpkı Civciv Limon gibi meraklı olun ve korkularınızla yüzleşmekten çekinmeyin. Unutmayın ki cesaret korkmamak değil, korkuya rağmen adım atabilmektir.
Tavsiye: Bu masala benzer masal okumak için Uyku Masalları sayfamızı inceleyebilirsiniz. Yeni eklenen masal videolarından haberdar olmak için YouTube Kanalımızı takip edebilirsiniz.