Bir varmış, bir yokmuş. Uzak diyarlarda, dört mevsimin de tüm güzellikleriyle yaşandığı, dağların beyaza büründüğü, ağaçların yapraklarını döktüğü, kar tanelerinin usulca yeryüzüne indiği bir orman varmış. Bu ormanda Momo adında sevimli mi sevimli, kocaman gövdesi ve tüylü ayaklarıyla tanınan bir ayı yaşarmış. Momo ormanın en neşeli, en tembel hayvanlarından biriymiş. Yazın sıcağında gölgede uyumayı, sonbaharda düşen yaprakların arasında yuvarlanmayı, ilkbaharda iböcekleri kovalamayı çok severmiş. Ancak kış mevsimi yaklaştığında Momo’nun yapması gereken önemli bir şey varmış: Kış uykusuna hazırlık!
Momo bu hazırlığı hiç sevmezmiş. Ormanda herkes kışa hazırlanmakla meşgulken, o etrafta dolaşıp arkadaşlarıyla vakit geçirmeyi tercih edermiş. Kuşlar göç yollarına koyulurken, sincaplar yiyecek stoklarken, Momo dağılmış kar yığınlarında yuvarlanır, zamanını keyifle geçirirmiş. Ama bir gün Momo’nun karşısına ormanın bilge perisi Loya çıkmış.
Loya kış mevsiminin ve doğanın dengesini korumaktan sorumlu, nazik ve bilge bir periymiş. Onun sihirli değneği, her dokunduğu yere kar taneleri bırakır ama aynı zamanda ormanın dengesini sağlarmış. Loya, Momo’yu böyle boş gezerken görünce kaşlarını çatmış ve ona yaklaşmış.
“Momo,” demiş Loya tatlı bir sesle, “neden hala kış uykusu için hazırlıklara başlamadın? Kış yaklaşıyor ve uzun bir uyku seni bekliyor.”
Momo gülümseyerek Loya’ya bakmış. “Ah, Loya,” demiş, “bu kadar telaşlanmaya ne gerek var? Kış daha gelmedi. Hem uyumadan önce biraz daha eğlenmek istiyorum.”
Loya, Momo’nun bu rahat tavrına şaşırmış. “Ama Momo,” demiş, “kış uykusu, senin ve diğer hayvanların sağlığı için çok önemli. Yeterince hazırlık yapmazsan kışın zor durumda kalabilirsin. Ayrıca kış geldiğinde uyuyacak yerin, yiyeceklerin hazır olmazsa ne yapacaksın?”
Momo, Loya’nın söylediklerini ciddiye alır gibi görünse de içten içe hala eğlenceyi düşünüyormuş. “Loya,” demiş Momo, “ben büyük ve güçlü bir ayıyım. Üşümem, acıkmam. Birkaç gün içinde her şeyi hallederim.”
Loya, Momo’nun bu düşüncesizliği karşısında başını iki yana sallamış. “Peki Momo,” demiş, “ama unutma ki zaman su gibi akıp gider. Bir an gelir ki sen farkında olmadan kış kapını çalmış olur.”
Momo bu uyarıya pek kulak asmamış. Loya ise ona bir ders vermek için akıllıca bir plan yapmış. Momo eğlenceye dalarken Loya ormanın dört bir yanına kışın gelişini hızlandıracak sihirli dokunuşlarını bırakmış. Bir sabah uyandığında, Momo her yerin beyaz bir örtüyle kaplandığını görmüş. Ağaçlar karla kaplanmış, dere buz tutmuş, kuş sesleri susmuş.
Momo paniğe kapılmış. “Bu kadar hızlı mı?” demiş kendi kendine. “Daha dün her yer yeşildi!”
Loya, Momo’nun bu şaşkınlığını görünce yanına gelmiş ve gülümsemiş. “Sana kışın geleceğini söylemiştim, Momo. Şimdi ne yapacaksın?”
Momo hazırlıksız yakalandığını fark etmiş. “Ah, Loya,” demiş pişmanlıkla, “keşke seni dinleseydim. Şimdi kış uykusu için hiç hazırlığım yok. Nerede uyuyacağım, ne yiyeceğim?”
Loya, Momo’nun üzüntüsünü görünce ona yardım etmeye karar vermiş. “Pekala Momo,” demiş, “sana bu seferlik yardım edeceğim. Ama bundan sonra zamanı iyi değerlendirmen gerektiğini unutma.”
Loya sihirli değneğiyle Momo’nun mağarasını bir anda sıcacık, rahat bir yuva haline getirmiş. Duvarlar samandan, yerler ise yumuşacık çam iğnelerinden yapılmış. Mağaranın bir köşesinde ise kış boyunca yetebilecek kadar yiyecek hazırlanmış.
Momo bu sihirli dönüşümü hayranlıkla izlerken Loya ona dönüp şöyle demiş: “Artık kış uykusuna rahatça yatabilirsin Momo. Ama unutmaman gereken bir şey var: Zamanı iyi değerlendirmek ve sorumluluklarını unutmamak. Bu kış uykusu sana hem dinlenme hem de düşünme fırsatı verecek. Gelecek yıl kış gelmeden önce tüm hazırlıklarını yapacağına söz ver.”
Momo, Loya’nın gözlerine bakarak başını sallamış. “Söz veriyorum Loya,” demiş. “Gelecek yıl kış uykusu için çok daha iyi hazırlanacağım.”
O günden sonra Momo mağarasına çekilmiş ve huzur içinde kış uykusuna yatmış. Loya ise ormanın diğer hayvanlarına da yardım etmeye devam etmiş. Momo,uykusu boyunca Loya’nın ona öğrettiği dersi hatırlamış ve her gün daha dikkatli, daha sorumlu bir ayı olma yolunda kendini geliştirmiş.
Ve böylece Momo’nun kış uykusu başladığı gibi huzurlu bir şekilde sona ermiş. Bahar geldiğinde ve Momo mağarasından çıktığında kış uykusunun ona ne kadar iyi geldiğini fark etmiş. Ormanın diğer hayvanlarıyla birlikte yeni bir mevsimi karşılamış ve bir daha asla zamanı boşa harcamamış.
Gökten üç elma düşmüş, biri Momo’ya, biri Loya’ya, biri de bu masalı dinleyenlere.