Bir varmış, bir yokmuş… Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, uzak diyarlarda yemyeşil ormanlarla kaplı bir köy varmış. Bu köyde her akşam güneş battığında gökyüzü altın sarısı renklere bürünür, ardından ay usulca gökyüzüne çıkarmış. İşte bu köyde Ece adında küçük bir kız yaşarmış. Ece kocaman gözleri olan, yüreği sevgi dolu bir kızmış. En sevdiği şeylerden biri de geceleri ay ışığında ormanda dolaşmakmış. Ormana gittiğinde sanki her şey daha canlı ve sihirli olurmuş.
Bir akşam Ece yine ormanda dolaşırken bir ceylanın ona doğru baktığını fark etmiş. Ceylanın gözleri tıpkı Ece’ninki gibi parıldıyormuş. Ancak bu ceylan diğerlerinden farklı bir ceylanmış ve parlak beyaz kürkü ay ışığı altında gümüş gibi parlıyormuş. Ece ceylana doğru yavaşça yaklaşmış. Ceylan da ona doğru bir adım atmış ve sanki uzun zamandır birbirlerini tanıyormuş gibi bir bağ hissetmişler.
Ceylanın adı Gazel‘miş. Gazel, geceleri ormanda dans eden bir ceylanmış. Fakat bir süredir bu ormanda tek başına dans ediyormuş çünkü ormanın diğer hayvanları Gazel’i farklı buldukları için ondan uzak duruyorlarmış. Gazel de bu yüzden kendini çok yalnız hissediyormuş.
Ece, Gazel’in yalnızlığını anladığı için ona bir teklifte bulunmuş: “Ben seninle dans edebilirim, Gazel! Hem de her gece, ay ışığı ormanı aydınlatırken!”
Teklifi duyduğunda, Gazel’in gözleri sevinçle parlamış. O gece Gazel ve Ece ormanda ay ışığı altında dans etmeye başlamışlar. İlk başta utangaç olan Ece, Gazel’in yanında kendini güvende hissetmiş ve dansın ritmine kapılmış. Gazel zarif adımlarla ormanda süzülürken Ece de ona uyum sağlamış. Ay ışığı onların üzerinde bir örtü gibi parlıyormuş. Bu sihirli an sanki sonsuza kadar sürecekmiş gibi hissetmişler.
Dans ettikçe ormandaki diğer hayvanlar da onları izlemeye başlamış. Başta Gazel’in yalnız olmasını isteyen hayvanlar, onun aslında ne kadar zarif ve güzel olduğunu fark etmişler. Sonunda birer birer dansa katılmaya başlamışlar. İlk gelenler küçük tavşanlar olmuş, ardından kuşlar kanat çırparak onların etrafında dönmeye başlamış. Hatta yaşlı bir kaplumbağa bile yavaşça onlara katılmış.
Ormandaki tüm hayvanlar bir araya geldikçe Gazel’in yalnızlığı kaybolmuş. Ece, Gazel’e sarılmış ve “Gördün mü, Gazel? Artık yalnız değilsin. Hep birlikte dans edebiliriz.” demiş.
O geceden sonra her akşam güneş battığında ormandaki tüm hayvanlar ay ışığı altında dans etmek için toplanmışlar. Ece her gece Gazel ile dans etmeye devam etmiş ve orman geceleri bir kutlama yerine dönmüş. Hayvanlar farklılıkların bir araya gelerek güzellikler oluşturduğunu anlamışlar.
Ay ışığının altında dans eden bu dostlar birbirlerine her zaman destek olmuş ve ormanda barış içinde yaşamışlar. Ve Ece her gece eve döndüğünde kalbinde Gazel ile yaşadığı o sihirli anların sıcaklığını hissetmiş.
Göklerin her daim parladığı, dostluğun her zaman değer gördüğü bu masal, işte böyle mutlulukla sona ermiş.
Onlar ermiş muradına, biz çıkalım kerevetine…