Bir varmış, bir yokmuş, yemyeşil ağaçların göğe uzandığı, kuşların cıvıldaşarak uçtuğu, nehirlerin şırıl şırıl aktığı bir orman varmış. Bu ormanın en sevimli sakinlerinden biri de küçük bir sincapmış. Adı Mini‘ymiş.
Mini, pofuduk kuyruğu ve parlak gözleriyle çok tatlı bir sincapmış. Her sabah erkenden kalkar, en sevdiği ceviz ağaçlarının etrafında hoplayıp zıplar, yiyecek toplarmış. Mini’nin bir sürü arkadaşı varmış: Tavşan Fırfır, kirpi Diken ve serçe Pırpır. Hepsi çok iyi anlaşır, ormanda birlikte oyunlar oynarlarmış.
Ancak Mini’nin bazen diğer hayvanların duygularını anlamakta pek başarılı değilmiş. Bir gün Tavşan Fırfır yorgun olduğunu söylediğinde Mini ona sürekli oyun teklif etmiş, başka bir gün Diken yalnız kalmak istediğinde onu ısrarla sohbet etmeye çağırmış. Oysa herkesin her zaman onun gibi mutlu ve enerjik olduğunu düşünürmüş. Arkadaşlarının farklı duyguları olabileceğini aklına getirmiyormuş.
Bir sabah yine erkenden uyanmış. Heyecanla arkadaşlarını görmek için yola koyulmuş. İlk olarak Tavşan Fırfır’ın yuvasına gitmiş. Ama Fırfır çok üzgün görünüyormuş. Kulakları düşük, gözleri de nemliymiş. Fırfır’a “Haydi oyun oynayalım!” demiş neşeyle.
Fırfır, “Bugün oynamak istemiyorum Mini, annem hasta!” demiş ve başını yere eğmiş.
Mini bunu hiç anlamamış. “Ama neden hasta? O zaman hadi onu eğlendirelim!” diye ısrar etmiş.
Fırfır üzgün bir şekilde “Mini, annem dinlenmeli. Eğlenmesi değil iyileşmesi lazım!” demiş.
Mini ne diyeceğini bilememiş. Kafası karışmış. Anlamadığı şeyler olduğunda her zamanki gibi arkadaşlarını zorlamaya devam etmek istemiş ama bu kez Fırfır’ın üzüldüğünü görünce kendini biraz kötü hissetmiş.
Ne yapması gerektiğini düşünürken Baykuş Bilge‘nin yanına gitmeye karar vermiş. Bilge Baykuş ormanın en yaşlı ve en bilgili hayvanıymış. Mini’nin kafasındaki karmaşayı gören Bilge Baykuş gülümseyerek Mini’yi yanına çağırmış.
“Ne oldu küçük Mini, neden bu kadar düşüncelisin?” diye sormuş.
Mini içini çekerek anlatmış: “Fırfır üzgündü, oynamak istemedi. Diken de geçen gün yalnız kalmak istemişti. Hiç anlamıyorum, neden benim gibi mutlu ve enerjik değiller? Herkesle aynı oyunları oynamak varken neden üzülüyorlar?”
Bilge Baykuş gözlerini kısarak Mini’ye bakmış ve şöyle demiş: “Sevgili Mini, her hayvan farklıdır. Farklı şeylere üzülür, farklı şeylerden mutlu olur. Anlayışlı olmak, başkalarının ne hissettiğini anlamak demektir. Arkadaşlarına yardımcı olmak istiyorsan onların duygularına kulak vermeli neye ihtiyaçları olduğunu öğrenmelisin.”
Mini merakla sormuş: “Ama nasıl anlayabilirim? Ben Fırfır gibi üzgün değilim ki!”
Bilge Baykuş gülümsemiş: “Bu doğru ama arkadaşlarına sorduğunda ya da onları dikkatle gözlemlediğinde onların duygularını daha iyi anlamaya başlayabilirsin. Arkadaşların mutlu olduklarında sen de mutlu olursun, üzüldüklerinde ise destek olup yanında durmalısın.”
Bilge Baykuş’un sözleri Mini’nin aklında yer etmiş. Eve dönerken arkadaşlarının neler hissettiğini anlamak için daha dikkatli olmaya karar vermiş.
Ertesi gün Fırfır’ı yine üzgün görünce ona oyun oynamayı teklif etmek yerine sormuş: “Fırfır, annene bir şey yapabilir miyim? İstersen biraz yiyecek toplayabiliriz.”
Fırfır gözlerinde bir parıltı ile Mini’ye bakmış. “Teşekkür ederim Mini, bu gerçekten güzel olur!” demiş.
Mini, Fırfır’la birlikte koşarak ormanda yiyecek toplamış. O gün Fırfır kendini çok daha iyi hissetmiş. Mini, Fırfır’ın gülümsemesini görünce ne kadar mutlu olduğunu fark etmiş. O an anlamış ki arkadaşlarının yanında olup onların ihtiyaçlarına kulak vermek çok güzel bir şeymiş!
Bir başka gün kirpi Diken bir köşede yalnız oturuyormuş. Mini onun yanına gitmiş ama hemen konuşmaya başlamamış. Bir süre sessizce Diken’in yanında oturmuş. Diken, “Mini, bugün biraz yalnız kalmak istiyorum.” demiş.
Mini bu kez Diken’i zorlamamış. “Tamam Diken, ama bir şeye ihtiyacın olursa yanındayım.” diyerek usulca yanından ayrılmış.
Bu anlayışlı davranışları gören diğer hayvanlar Mini’ye daha çok güvenmeye başlamış. Artık herkes Mini’yi neşeli olduğu kadar, duyarlı bir arkadaş olarak görüyormuş. Mini de arkadaşlarının yanında olmaktan büyük mutluluk duyuyormuş.
Mini artık sadece enerjik ve eğlenceli değil aynı zamanda anlayışlı bir sincap olmuş. Anlamış ki bazen arkadaşlarının sadece yanında durmak bile onlar için çok önemliymiş. Ormanın tüm hayvanları Mini’nin bu yeni halini çok sevmiş.
Ve o günden sonra Mini birinin üzüldüğünü ya da yalnız kalmak istediğini fark ettiğinde onları anlamaya çalışır, gerekirse yardım eder ama her zaman onların hislerine saygı duyarmış.
Öneri: Bu masala benzer masal okumak için 4 Yaş Masalları, 5 Yaş Masalları ve Uyku Masalları sayfalarımızı inceleyebilirsiniz.