Bir varmış, bir yokmuş… Uzak diyarlarda, yüksek dağların ardında, yemyeşil ağaçların göğe uzandığı, masmavi derelerin berrak sularla aktığı büyülü bir orman varmış. Bu ormanda çeşit çeşit hayvan yaşarmış: Dans eden sincaplar, şarkı söyleyen kurbağalar, masal anlatan kaplumbağalar ve ışık saçan ateşböcekleri…
Ormanın en bilge hayvanı ise Baykuş Puhu adında bir baykuşmuş. Koca gözleriyle her şeyi görür, güçlü kanatlarıyla sessizce uçar, ince zekâsıyla en zor bulmacaları bile çözermiş. Ama bir huyu varmış ki ormandaki herkes bundan şikâyetçiymiş: Puhu çok açgözlüymüş!
Ne kadar meyve bulursa bulsun daha fazlasını istermiş. Ne kadar yiyecek toplarsa toplasın yetinmezmiş. Karnı tok olsa bile başkalarının yiyeceklerini de saklamak istermiş. Ormandaki dostları ona “Paylaşmak güzeldir” derlermiş ama o hep “Kim bilir, belki de bir gün lazım olur!” diye cevap verirmiş.
Puhu’nun Açgözlülüğü Başını Belaya Sokuyor

Bir gün Puhu ormanda dolaşırken yaşlı kaplumbağa Karam ile karşılaşmış.
– “Ah, Puhu! Bugün çok güzel cevizler buldum. İster misin?”
– “Evet, evet! Ne kadar varsa hepsini alırım!”
Kaplumbağa Karam başını iki yana sallamış:
– “Ama ben bunları Sincap Şakrak, Tavşan Minnoş ve diğer dostlarla paylaşmak için topladım.”
Puhu kaşlarını çatmış ve kanatlarını açmış:
– “O zaman ben daha fazlasını bulurum! Ormandaki en büyük ceviz ağacını keşfedeceğim!”
Ve böylece ormanda en büyük, en dolgun cevizleri bulmak için yola çıkmış.
Sihirli Ceviz Ağacı

Puhu ormanın en uzak köşelerine uçmuş, en yüksek ağaçların tepelerine tırmanmış. Bir süre sonra dev gibi bir ceviz ağacı görmüş. Yaprakları altın gibi parlıyormuş ve dalları gökyüzüne uzanıyormuş. Sevinçle bağırarak “İşte aradığım ağaç! Tüm ormanın cevizleri burada!” demiş.
Hemen ağacın dallarına konmuş ve gagasıyla en büyük cevizi koparmış. Tam uçup gitmek üzereyken birden ağacın gövdesinden gizemli bir ses duyulmuş.
“Ey baykuş! Ben ormanın sihirli ağacıyım. Açgözlü olanlara cevizlerimi vermem. Sadece ihtiyacı kadar alanlar gerçek zenginliği bulur.” demiş gizemli ses.
Ama Puhu bu uyarıya aldırmamış. “Bir ceviz yetmez!” diye düşünerek daha fazlasını toplamaya başlamış. Ne kadar çok ceviz toplarsa o kadar mutlu olacağını sanıyormuş. Tam yirmi ceviz topladığı anda bir şey olmuş! Ağacın dalları birden bire hareket etmeye başlamış ve rüzgar Puhu’nun etrafında dönmeye başlamış. “Vuuuuuuşşşşşşşş!” diye bir çıkarmış rüzgar!
Puhu cevizleri bırakmamak için kanatlarını çırpmış ama ne kadar güçlü çırpsa da rüzgâr onu yukarı kaldırıp cevizlerin içine hapsetmiş!
Ve birden Puhu küçülmeye, küçülmeye ve daha da küçülmeye başlamış!
Minicik Bir Baykuş

Puhu gözlerini açtığında her şey kocaman görünüyormuş. Ağaç dev gibi olmuş, yapraklar dağ kadar büyük olmuş, hatta yerde duran bir ceviz bile neredeyse evi kadar büyükmüş! Şaşkınlıkla “Ne oluyor bana? Neden her şey bu kadar büyük?” diye sormuş.
Sihirli Ceviz Ağacı “Sen açgözlülüğünün içine hapsoldun. Büyüklük ne kadar çok şeye sahip olduğunla değil ne kadarını paylaşabildiğinle ölçülür.” diye cevap vermiş.
Puhu artık uçmakta bile zorlanıyormuş çünkü kanatları küçücük olmuş! Ormanda dolaşırken herkes ona gülerek bakıyormuş.
Sincap Şakrak “Puhu ne oldu sana? Artık minicik bir baykuşsun!” demiş. Tavşan Minnoş “Sen hep açgözlüydün ama şimdi en küçük yiyecekleri bile taşıyamazsın!” diye eklemiş.
Puhu üzülmüş ve yaptığı hatayı anlamış. Ne kadar çok şeye sahip olmanın değil, kimlerle paylaşabildiğinin önemli olduğunu fark etmiş.
Dersini Alan Puhu

Eski haline dönmek için Sihirli Ceviz Ağacı‘na yalvarmış. “Ne olur beni eski halime döndür! Söz veriyorum artık açgözlü olmayacağım!” diye özür dilemiş.
Sihirli Ceviz Ağacı bir süre sessiz kalmış, sonra usulca fısıldamış: “O halde git ve ormandaki dostlarınla paylaş. Paylaştıkça büyüyeceksin.” demiş.
Puhu hemen cevizlerden birkaçını almış ve dostlarına götürmüş. Önce Sincap Şakrak’a, sonra Tavşan Minnoş’a, sonra Kaplumbağa Karam’a… Herkes cevizleri paylaşırken kahkahalarla gülmüş ve hep birlikte şarkılar söylemiş. Ve işte o an Puhu tekrar büyümeye başlamış!
Her ceviz paylaştığında biraz daha büyümüş ve sonunda eski haline dönmüş. Ama artık eskisinden daha mutluymuş çünkü gerçek zenginliğin paylaşmak olduğunu öğrenmiş.
Mutlu Son
O günden sonra Puhu artık açgözlü bir baykuş olmaktan vazgeçmiş. Ne zaman bir şey bulsa ilk yaptığı şey dostlarıyla paylaşmak olmuş. Ormanın hayvanları artık Puhu’yu sadece bilgeliğiyle değil cömertliğiyle de tanıyormuş.
Gökten üç ceviz düşmüş, biri paylaşmayı bilenlere, biri iyilik yapanlara, biri de bu masalı dinleyenlere!
Öneri: Bu masala benzer masal okumak için 4 Yaş Masalları ve 5 Yaş Masalları sayfalarımızı inceleyebilirsiniz.